Samanyolu Ekspresi

NASA'nın 2013 bütçesinin 20 Milyar Dolar olduğunu düşünürsek uzay çalışmaları her zaman insanlığa pahalıya patlamıştır. Birleşik Devletler'in dünyadaki lider konumu önemli ölçüde uzay yarışındaki önderliğinden gelmektedir. Bu yüzden soğuk savaş yıllarında uzay yarışı iki devlet tarafından da oldukça önemsenmiş ulusal bir amaç olarak görülmüştür.  Bilimin kendisi bu savaştan çok daha öte elbette. Örneğin bir kuyrukluyıldıza inen Rosetta uzay aracı için 1.7 Milyar Dolar bütçe kullanıldı. Bu misyon başarısız da olabilirdi. Peki buna değer mi? Bu kadar büyük bütçeler ile daha farklı şeyler yapılabilir mi? Daha anlamlı, daha az riskli...  Poltio üzerinden kullanıcılarla yaptığımız anketin sonuçları aşağıdaki gibi.  Sonuçlar güzel, bu sonucu bekliyordum fakat gereksiz olduğunu düşünenlerin %30 'a kadar ulaşabileceğini düşünmüştüm.  Bazıları bu paralar ile dünyadaki çok önemli sorunlara (açlık, çeşitli salgın hastalıkların tedavisinde vs ) çözümler üretebil...

ESO 16 Ekim 2017 tarihinde  heyecan verici bir keşfini duyurdu. Keşfin açıklaması aşağıdadır, ESO’nun Şili’de bulunan teleskopları ilk kez bir kütleçekimsel dalga kaynağının görünür ışıktaki karşılığını tespit etti. Bu tarihi gözlemlere göre gözlenen bu eşsiz nesne iki nötron yıldızının birleşmesinin sonucu. Bu şekildeki şiddetli birleşme olayları — kilonovalar denilen uzun süreli olaylar — Evren’e altın ve platin gibi ağır elementler saçmaktadır. Bu keşif, çok sayıda makale şeklinde Nature ve diğer dergilerde yayımlanmış olup, kısa süreli gama-ışını patlamalarının arkasındaki nedenin nötron yıldızlarının birleşmesi olduğuna dair en güçlü  kanıtları sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için açıklamanın tamamını ESO'nun sitesinden okuyun . Altin, platin gümüş ve baska ağır elementlerin kaynağı da açıklanmış oldu. Notron yıldızı carpışmasında 100 Dünya kütlesi kadar altın, platin, gümüş saçıldı evrene. Şimdi varsa üstünüzde bir metal, avucunuzun içine alın, d...

İsimlerin Yer Aldığı Çip NASA'nın Mars'a göndereceği InSight Uzay Aracına dahil ettiği bir çip sayesinde dileyen herkesin ismini de gönderiyor. InSight Uzay Aracı Mars'ın iç yapısını incelemek için gönderilen bir araç ve gezegendeki depremleri inceleyecek, meteor yağmurları ve kayalık tabakalar hakkında bilgi edinecek. Bu eğlenceli çalışmaya katılmak için yapmanız gereken misyon sayfasında belirtilen bilgilerinizi girmek. Ardından NASA size bir biniş kartı verecek. Bu kartı bastırabilirsiniz. Adınızın gönderilmesini talep etmek için tıklayın   Bu çalışma NASA tarafından daha önce yapılmıştı. Fakat bazı aksaklıklar nedeniyle 2015 yılında gönderilecek InSight'ın yolculuğu ertelendi. Mayıs 2018 yılında gönderilmesi planlanan InSight için bu isim gönderme ikinci bir şans aslında. 1 Kasım'a kadar süreniz var. Geç kalmayın! Bu arada muhtemelen InSight Kasım 2018 yılında Mars gezegenine varmış olacak. Eğer bir önceki duyuruda bir biniş kartı aldıysanız ...

Cassini Uzay aracı 13 yıl Satürn yörüngesinde görev yaptıktan sonra yakıtının tükenmesiyle birlikte Satürn'e dalış yaparak veda etti. Cassini 20 yıllık macerasından sonra görevini tamamladı, Satürn'e dalış yaptı. pic.twitter.com/B0WBrOrsaU — Halil Bagis (@planetphysic) 16 Eylül 2017 İnsan gözünün görebildiği en uzak gezegende 13 yıl görev yapan Cassini toplamda 8 milyar km yol kat etti. pic.twitter.com/LhaKDhsUw5 — Halil Bagis (@planetphysic) 16 Eylül 2017 3- Bu 13 yılık süreçte 6 yeni uydu keşfetti , Satürn'e ki dev fırtınayı gözledi... pic.twitter.com/I6hvmuxO4J — Halil Bagis (@planetphysic) 16 Eylül 2017 4-Ayrıca Enceladus'taki buz gayzerlerini ve Titan'ın gizemli göllerin varlığını keşfetti. pic.twitter.com/BJ0WrADqYA — Halil Bagis (@planetphysic) 16 Eylül 2017 Cassini'nin Enceladus'tan gönderdiği veriler bu uyduda mikroorganizmaların yaşamına uygun bir ortam olduğunu gösterdi. pic.twitter.com/wRByfaB0...

Carl, sıradışı, tutkulu, bilim dalları arasında cüretkârca gezinen ve şaşırtıcı derecede özgün yapıtının son bölümünü, ıstırap veren bir belirsizlik karşısındaki kendine özgü iyimserliğiyle yazıyor. Bundan sadece birkaç hafta sonra, Aralık ayının başlarında bir gün, yemek masasında oturmuş, önündeki çok sevdiği yemeğe sıkıntıyla bakıyordu. Hiç canı istemiyordu. İyi günlerde ailemiz, yaklaşmakta olan bir felaketin ilk işaretlerini saptamak için ufku aralıksız tarayan "wodar” adını verdiğimiz bir iç mekanizmaya sahip olmakla övünürdü. Gölgelerin vadisinde yaşadığımız iki yıl boyunca "wodar’'ımız hep en üst düzeyde alarm durumundaydı. Umutların yükseldiği ve çöktüğü, yeniden yükseldiği ve yeniden çöktüğü bu korku treninde Carl’ın fiziksel durumundaki tek bir noktada en ufak bir değişiklik bile alarm zillerinin çalmasına neden oluyordu. Göz göze geldik. Ben hemen bu ani iştahsızlığı açıklamak için iyimser varsayımlar sıralamaya başladım. Her zamanki gibi, bunun hast...

Öyle yıldızlar var ki, milyarlarca yıllık yaşam sürelerine sahipler. Ama bol sıfırlı yaşlarla ifade ettiğimiz bu yıldızların bile uçsuz bucaksız uzaya veda ettiği, ışığının söndüğü bir zaman vardır.  Gattaca  filminde şöyle bir konuşma geçer, Vincent : A year is a long time. Irene : Not so long. Just once around the sun. Doğa ya da evren her zamanki gibi aslında. Bildiğimiz ve henüz keşfedemediğimiz doğa yasaları işliyor ve Yer yıldızı etrafında bir tur daha attı sadece. Astronomi ve geride kalan yıllar bizlere bir yılın hatta bir insan ömrünün çok kısa olduğunu gösterdi. Bu yazının konusu da bu, güzel şeyşer için kısa bir yaşamımız var. Yıldızları seyretmek için, bebeklerin sesini duymak için, vişneli kek yemek için, David Bowie ya da Sezen Aksu dinlemek için, sevdiklerimize sarılmak için, bir fidan dikmek ve sigarayı bırakmak için, aşık olmak için, çikolata yemek için, tanımadığımız birine yardım etmek için, kumsalda yürümek için, yüzmek için, bi...

Tüm aşk şarkıları kadınlar için yazılmamıştır.

1600 'lü yıllarda astronom ve matematikçi Galileo ilk kez teleskobunu gökyüzünün karanlığına doğrulttuğunda astronomi için büyük devrimlerden birisini de öncülük etmiş oldu. Meraklı Gelileo bir çok şeyin söylentiden farklı olduğunu Jüpiter'i gözlemlerken de fark etti. Sistemimizin en büyük üyesinin çevresinde küçük beyaz ışıklar görünüyordu. Dikkatli incelendiğinde bu küçük noktalar birer doğal uydu olduğu ve Jüpiter'in etrafında dolanıyordu. Bu evrenin merkezinde olmayıp özel bir konuma sahip olmayışımızın ilk büyük bildirisi idi. Gerçeğin peşindeki bu şaşkın bilim adamı bu gerçeği kabullenmekte zorlanmadı. Bugün Galileo'nun akranları Jüpiter'i gizli kalmış tüm yanlarını açığa çıkarmak umuduyla büyük bir misyon yürütüyor. Juno uzay aracı 5 yıllık bir yolculuğun ardından Jüpiter'e ulaştı, ya da kavuştu mu desek? Ne dersiniz, Juno Galileo'yu ne kadar da mutlu etmiştir öyle değil mi? Söz konusu bilim ise, binlerce kişinin otoritesi, tek bir kişini...

Gönderdiğimiz uzay araçları ile seslerimizi, görüntülerimizi ve hikâyelerimizi uzayda çok ötelere taşısak da insanlı yolculukta gidebildiğimiz enöte nokta uydumuz Ay. Hayal gücümüz teknolojimizden ve bildiklerimizden her zaman milyonlarca ışık yılı ötelere uzandı ve insanlık var olduğu sürece devam edecek bu tutkulu yolculukta yeni nesillere anlatılacak en büyük başarı Ay’a atılan ilk adımdır. 46 yıl önce çok da eskilere dayanmayan uzay yolculuğumuzda çok farklı bir aşamayı deneme cesareti gösterdik. Aslında her şey çok daha öncesinde başlamıştı. Sovyetler basketbol topu büyüklüğünde bir uyduyu, Sputnik-1 uzay aracını 1957’de başarılı bir şekilde gezegenimizin yörüngesine ulaştırdılar. Bu küçük uydu iki büyük devlet arasındaki soğuk savaşı uzaya taşısa da bizleri yıldızlara bakmanın da bir adım ötesine taşımıştı. Yarışın ilk yıllarında Sovyetler uzayda ilk insan, ilk kadın, ilk uzay yürüyüşü ve pek çok başarılı proje ile üstünlüğü büyük ölçüde sağlamıştı. Bu belirgin Sovye...