Ekspres Kitap | Nietzsche Ağladığında



Bu kez blogda bilimsel bir kitap yerine felsefi- psikolojik, düşünsel bir roman var. Kitap çok ağır bir dile sahip değil fakat oldukça düşünmeye iten sürekleyici bir yapıt. Tarihsel bir karakter olan Dr. Breur ve Nietzsche arasında geçen diyalogları bazen bir kaç kez okuma gereği duyabilirsiniz. Ümitsizlik, hayat, tutkular üzerinde oldukça yoğun duran bu romanı okumadıysanız bir an önce okumalısınız. Bazı kitaplar düşünce dünyamızda iz bırakır bu kitabında bu etkiye sahip olduğunu düşünüyorum. Kitabın ismini yazarın eşi önermiş, romanın son cümlelerini okurken bu ismin kitap için ne kadar doğru bir seçim olduğunu fark edeceksiniz. Bu arada filmi de var fakat önce kitabı okumak daha anlamlı olacak gibi. Aşağıya bazı alıntılar bırakmak istiyorum kitaptan. 

---
Ölmeliyiz fakat doğru zamanda..

Nietzsche: Ölmeliyiz,fakat doğru zamanda.Ölüm, kişi hayatını tamamladıktan sonra korkunçluğunu yitirir. Hayatını tamamladın mı? Hayatını yaşadın mı? Ya da onun tarafından yaşatıldın mı? Hayatının dışında, hiç yaşamadığın bir hayat için acı çekiyorsun. Öyle değil mi?

Breuer: Hayatımı değiştiremem. Ailem, hastalarım, öğrencilerim var. Çok geç...

Nietzsche: Sana nasıl farklı yaşayacağını söyleyemem. Söylersem yine başkalarının tasarladığı bir hayatı yaşıyor olursun. Belki sana bir hediye vermeliyim, bir düşünce. Ya sana gelip de bir şeytan şu an yaşadığın hayatı geçmişte de yaşadığını,sayısız defa tekrardan yaşayacağını ve yeni hiçbir şeyin olmayacağını söylese ? Hayatındaki her acı,  zevk kelimelerle anlatılamayacak kadar küçük veya büyük şey sana tekrardan dönecek. Aynı sırayla, aynı gidişatla tekrar tekrar...  Tıpkı, tıpkı kum saati gibi. Sonsuzluğu düşün... Seçtiğin her eylemi, her zaman seçme ihtimalini düşün... Bütün yaşanmamış hayatın içinde kalacak. Yaşanmamış, sonsuza kadar... Fikir hoşuna gitti mi? Yoksa nefret mi ettin?


---

''Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin..
Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz..
Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz..
Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil...''


---

Yaşamın doruğu! Tam üstüne bastın Sig. Hayat merdiveninin doruğuna çıktık! İşte asıl problem bundan sonra başlıyor; bunun bir de inişi var. Bu doruktan baktığımda geri kalan bütün yaşamımı görebiliyorum ve bu manzara hoşuma gitmiyor. Gördüklerim yalnızca yaşlanmak, çökmek, babalık ve büyükbabalık yapmak.

---

Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz. Ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz: Siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.

---

Genellikle sorulmayan soru en önemli sorudur!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işıklı Takımyıldızı Maketi Yapalım

Türkiye'de Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Okumak

Astronom Olmak İstiyorum!

Gökbilimi Takip Edin