Astronomi ve Edebiyatın Buluşması: Robert Frost
"Ormanda iki yol belirmişti önümde, ve ben
Daha az yürünmüş olanı seçtim.
Bütün fark buradaydı işte.”
Daha az yürünmüş olanı seçtim.
Bütün fark buradaydı işte.”
Robert Frost
Öğretmen bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ABD’li şair Robert Frost, yaşamı boyunca defalarca onurlandırılmış ve 4 Pulitzer ödülü kazanmıştır. Fabrika işçiliğinden çiftçiliğe kadar hayatı boyunca birçok işte çalışan Frost’un şiirleri, otobiyografik unsurlar içermesinin yanında astronomiden esinlenerek yazıldıkları için farklıdırlar.
11 yaşında babasını kaybetmesiyle zor zamanlar yaşayan Frost, 15 yaşındayken ilk teleskopunu alabilmek için dergi abonelikleri satmıştı. Aynı zamanda bilim dergilerine abone olmuştu ve o dönemde genç beyinlere ilham aşılamak amacıyla dönemin ünlü yazarları tarafından yazılan bilimsel hikayeleri okuyordu. Evlerinin bir odası, Frost’un teleskopunu kullanabilmesi için bir nevi gözlem evine dönüştürülmüştü. Böylelikle astronomi dünyasına adım atan Frost için gökyüzü her zaman bir ilham kaynağı olacaktı.
Robert Frost, Niels Bohr ve onun atomik dalglar ve parçacık teorisini öğrendiği zaman “For Once, Then Something” isimli şiirini yazdı. Atomun yapısı ile son derece ilgiliydi ve buna dair ufak şiirler yazdı. Frost’un şiirlerinde tanıdığı bilim adamlarından etkilenmiş olması muhtemeldir. Bu şiirlerden biri de şairin en çok bilinen şiirlerinden biri olan “Ateş ve Buz” isimli şiirdir. Harvard’lı tanınmış astronom Harlow Shapley, Frost’un kendisine dünyadaki yaşamı sonlandırabilecek iki büyük olasılıklı sebebi sorduğunu anlatır. Shapley ona iki ihtimalden bahsetmiştir. Ya Güneş büyüyüp süper dev olup Dünya’yı yakacaktır; ya da Dünya yöründesinden sapıp kalıcı bir buz devrine girecektir. Robert Frost, bunları öğrendikten sonra meşhur şiirini yazmıştır.
Ateş ve Buz
kimi ateştir diyor dünyanın sonu,
kimi buz.
tattığım kadarıyla istekleri
ateşi tutanlardan yanayım ben.
ama iki kez yok olacaksa dünya,
bilirim nefretin ne olduğunu
buzla da yok olur bu dünya,
hem de nasıl yok olur,
diyecek kadar.
kimi buz.
tattığım kadarıyla istekleri
ateşi tutanlardan yanayım ben.
ama iki kez yok olacaksa dünya,
bilirim nefretin ne olduğunu
buzla da yok olur bu dünya,
hem de nasıl yok olur,
diyecek kadar.
Şair, “The Star-Splitter” isimli şiirinde ise sigortadan gelecek parayla teleskop alabilmek için evini yakan bir adamı anlatmaktır. İki amatör astronomun diyologları ve teleskop metaforu da Frost’un şiirlerinde rastlanan bir unsur olarak karşımıza çıkar.
Robert Frost, Aslan Yağmuru (Leonid) üzerine şöyle yazmıştır:
Dün gece ayakta mıydınız (Magi uyanıktı)
Leonid denilen yıldız yağmurunu görmek için
Demet halinde ya da bir düzenek gibi yılda bir kez
Gizemli bir şekilde bardaktan boşanırcasına üzerimize
Bu çakılların tozunun yakıcı nefesi
Şüphesiz ki… isyancı başının işi
Yalancı ışığa tutulmuş, kumpas kuruyordu
Gecenin kadim saltanatına karşı.
Çoğu amatör astronom gibi Frost için de teleskop evreni keşfetmenin bir yoluydu ve lisede okuduğu dönemde yazdığı bir yazıda bunu şu şekilde ifade etmiştir:
“Okulun şimdi ihtiyacı olan, bir teleskoptur; güçlü ve uzaklara ulaşan…
… Yalnızca kitaplara dayanan bir okul hayatı anlatılamayacak kadar tekdüzedir; öylesine tekdüzedir ki, günün birinde bildiğimiz şeylerin dün öğrendiğimiz şeyler olup olmadığından depresyona gireriz. Teleskopla bakıldığında Ay nasıl karanlık bir gecenin içinden pırıl pırıl ortaya çıkıyorsa, küçük de olsa gerçek bir gözlem, karanlığı daha hoş bir hale getirecektir.”
Maksim Gorki der ki, “Bilim aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir.” Robert Frost, her gece evinin arka bahçesinden baktığı gökyüzünden ilham alarak aklın şiiriyle yüreğin bilimini harmanlayabilmiş nadir insanlardan biridir.
Ayşegül Erol
Yararlanılan Kaynaklar
· Yıldızlar Altında Bir Yıl, Charles Laird Calia
Yorumlar
Yorum Gönder