Kayıtlar

biliminsanı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bilim insanı olmaya değer mi?

Resim
Birkaç yıl önce yazdığım 'Türkiye'de Astronomi ve Uzay Bilimleri Okumak' ve 'Astronom Olmak İstiyorum' başlıklı yazılar giderek artan bir şekilde bloğumda görüntülenmeye başlandı ve uzunca bir süredir sosyal medya hesaplarımdan ve mail adresimden oldukça fazla soru alıyorum. Bazen günde 3-5 soru gelebiliyor. Tüm bu soruları 2-3 başlıkta kolayca toplayabiliriz ve sizlerin de tahmin edeceği soru tipleri. Bu yazı ile değineceğim nokta; zamana göre bu değişmeyen sorulara karşın değişen yanıtlarım... Üniversiteye başlarken bana ve benim dönemimden arkadaşlara 'yol yakınken' bölümü bırakıp başka bir lisans bölümü okumamız üzerine üst dönemlerden öneriler gelmişti. O zamanlar bu tür önerilere kızmış, üniversiteye başladığım yıllarda önümdeki uzun süreç için oldukça renkli şeyler hayal etmiş, bilim dünyasının kapısının eşiğinde olduğum hissine kapılmıştım. Bu abartıyla yaşanan bir heyecan değil, içimde yaşadığım ve zamana yayılan bir mutluluk idi. İstanbul Ünive...

Ne Zaman Bilim?

Resim
Geçen gün bir yazı okudum, yaşamımızın ne kadarını nelere harcadığımızı konu edinen bir info-grafik içeriyordu. Grafiğe bakınca ortalama bir insan hayatının 3 ay kadarını trafikte geçirdiğini gördüm. Tabi bu İstanbul için oldukça düşük bir ortalama.  Eğer günlük 1 saat kadar bir yol  süreniz varsa bu 22 iş günü için ayda 48 saat yapar. Yani her ay haftasonu evde oturan birisi bile 2 gün yollarda kaybediyor. Bilemiyorum, belki bu metropoller için artık doğal bir durum. İstanbul'da günlük 1 saatlik ulaşım süresi çok doğal ve bu sürenin üzerine çıkan çok insan var.  Sorun şu, peki ne zaman bilim yapacağız. Bu yazı, yapılmayan işler için bir bahane yazısı değil elbette. İnsan isterse her işe zaman bulur. Örneğin akıllı telefonlara her gün çok düzenli olarak bir kaç saat ayırabiliyoruz. Ama biz bir şeyler yapmak istersek bile zaten kaybolan ciddi bir zaman var. Neyse, muhtemelen toplamda 1 saatlik bir yolculuk arkasından bir yorgunluk da verecektir. Üstelik dönüş ...

Kadınlar bilimin neresinde?

Resim
Karşınızda Lise Meitner. Lise bir çok ödülün sahibi başarılı bir fizikçi. Bilime aşık bu Avusturyalı kadın, fizyonun keşfedilmesinde büyük rol oynadı. Radyoaktivite alanında ilerlemeye kararlı olan Meitner tutkuları için Berlin’e geldi. O dönem -1907'lerde- Alman üniversiteleri kadınları lisans üstü eğitime almıyordu. Ne var ki imdadına Otto Hahn yetişti. Bu ikilinin ortak çalışması çok adaletsizce başladı. Hahn’a bir laboratuar verilirken Meitner ise bir atölye ile yetinmek zorunda kaldı. İlerleyen yıllarda işler yoluna girdi . Öyle ki Lise Meitner Almanya’da profesör ünvanını alan ilk kadın oldu. 1930'lurda Meitner büyük bir keşfin eşiğindeyken Almanya dünya çapında bir bilim insanı için bile tehlikeli hale gelmişti. Meitner’ın azledileceği ve tutuklanacağı kesinleşince dünyanın pek çok yerinden fizikçiler onu kurtarmak adına seminerler, konferanslara davet eden mektuplar yazmaya başladılar. 1938 yılında bir meslektaşı ile yasadışı yollarla Hollanda’ya kaçarak Nazi...

Gökbilimi Takip Edin