Uzay’da ilk büyük maceramız: Apollo 11


Gönderdiğimiz uzay araçları ile seslerimizi, görüntülerimizi ve hikâyelerimizi uzayda çok ötelere taşısak da insanlı yolculukta gidebildiğimiz enöte nokta uydumuz Ay. Hayal gücümüz teknolojimizden ve bildiklerimizden her zaman milyonlarca ışık yılı ötelere uzandı ve insanlık var olduğu sürece devam edecek bu tutkulu yolculukta yeni nesillere anlatılacak en büyük başarı Ay’a atılan ilk adımdır.

46 yıl önce çok da eskilere dayanmayan uzay yolculuğumuzda çok farklı bir aşamayı deneme cesareti gösterdik. Aslında her şey çok daha öncesinde başlamıştı. Sovyetler basketbol topu büyüklüğünde bir uyduyu, Sputnik-1 uzay aracını 1957’de başarılı bir şekilde gezegenimizin yörüngesine ulaştırdılar. Bu küçük uydu iki büyük devlet arasındaki soğuk savaşı uzaya taşısa da bizleri yıldızlara bakmanın da bir adım ötesine taşımıştı.

Yarışın ilk yıllarında Sovyetler uzayda ilk insan, ilk kadın, ilk uzay yürüyüşü ve pek çok başarılı proje ile üstünlüğü büyük ölçüde sağlamıştı. Bu belirgin Sovyet üstünlüğü ABD’yi yeni, denenmemiş ve şu ana kadar yapılanların ötesinde bir projeye zorladı. En büyük bilimsel atılımlarımızdan birini politik bir yarışa borçlu olsak da hiç kuşku yok ki Apollo projesi ufkumuzu genişletti.


16 Temmuz 1969 günü Kennedy Uzay Merkezi’nden Satürn 5 roketi ile fırlatılan 3 astronottan 2’si 20 Temmuz günü Ay yüzeyine iniş yaptı. Ay’a ilk kimin ayak basacağı sorusu uçuştan önce kafalardaki soru işaretlerinden biriydi. Nasa Neil Armstrong’un Buzz Aldrin’e göre nispeten daha sakin yapıda ve ilk adımın getireceği inanılmaz ünü kaldırabilecek biri olduğuna karar verdi. Yakın zamanda aramızdan ayrılan Armstrong  Ay yüzeyindeki ilk sözleri ‘’İnsan için küçük, insanlık için büyük bir adım.’’ oldu. Dinlemek ister misiniz? ; https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/48/Frase_de_Neil_Armstrong.ogg



Bu tarihi anlara televizyon karşısında 600 milyon insan tanık oldu. Ay’da araç dışında Armstrong 2 saat 13 dakika Aldrin 1 saat 41 dakika zaman geçirdi. Astronotlar yüzeye bir levha ile bilimsel cihazlar yerleştirdiler. Ay yüzeyinden taş ve toprak örnekleri topladılar. Amerikan bayrağını diktiler, diğer Apollo uçuşlarında da olacağı gibi. Aynı zamanda Başkan Nixon’la konuştular.




Görevini tamamlayan Eagle (Ay Örümeği) Ay’ın yörüngesinde bekleyen Komuta Modülü’ne kenetlendi. Seyahatin bir diğer kahramanı Micheal Collins bu araçta büyük bir iş başarmış arkadaşlarını bekliyordu. 3 Amerikan astronot 24 Temmuzda dünyanın atmosferine girerek Pasifik Okyanusu’na iniş yaptılar.

Böyle büyük bir projede tahmin edebileceğiniz gibi pek çok problem çıktı. Hem uçuştan çok önceleri hem de görev sırasında pek çok sorun ABD’nin başını ağrıtmıştır. Armstrong eğitim sırasında hayati bir tehlike atlattı, pek çok teknik sorun yaşandı. Bir ara Ay yüzeyindeki bu iki astronotun geri getirileceği bile büyük bir belirsizlik içindeydi. Hatta Beyaz Saray Başkan Richard Nixon’a halka okuyacağı bir taziye mesajı bile hazırlamıştı.

Ay’da inişi planlanan ‘’Sessizlik Denizi’’ isimli bölgede tahminden fazla krater olması nedeniyle araç gereğinden fazla manevra yaptı ve yakıtını fazla kullandı. Neyse ki bu miktar geri dönüşü sekteye uğratacak kadar değildi ki zaten yakıt, modül Atlas okyanusuna inmeden az önce bitti. Tüm bunlara rağmen görev başarıyla tamamlanmıştı ve bu insanlık için bir dönüm noktasıydı. Apollo 11 ABD’nin en önemli projesi olsa da tek Ay yolculuğu bu olmadı. Burada başarılı Apollo projelerinin panoramik bir gezintisi mümkün: http://www.panoramas.dk/moon/apollo-11.html


Görev ne kadar zor olsa da bunu başarmış olmak da bir o kadar keyifliydi. New York sokakları belki de hiç olmadığı kadar coşkuluydu. ABD’nin bu zaferi soğuk savaşta kesin kazananı da açıkça göstermişti. Ruslar ise önce bocaladı, sonrasında ise bu uçuşun tamamen kurgudan ibaret olduğunu iddia etti. Onlara göre her şey Hollywood stüdyolarında kurgulanmıştı. Bir düzine iddialarını destekleyen neden ortaya sürdüler. Bugün biliyoruz ki hepsinin mantıklı açıklaması var. Bu iddiaları ve iddialara verilen yanıtları hemen her yerde bulmanız mümkün. Bugün halen bu iddiaları destekleyenler olabilir. Ama 2 devlet ve sonradan yarışa katılan Avrupa ve Asya devletleri bugün artık pek çok projeyi birlikte yapıyorlar. Çünkü maliyetli ve zahmetli uzay programlarında ortaklık herkesin yararına olacaktır. Uluslararası Uzay İstasyonu bu birlikteliğin en güzel sonuçlarından biridir. Olması gereken de bu değil mi? Soğuk savaşın tek kazananı bilim olsa gerek. Öğrendiklerimizin yanında gezegenimize, kendimize dışardan bakma şansı yakaladık. Jules Verne’nin Ay’a Seyahat isimli eseri 1865’lerde bir hayal iken bugün geride kalmış bir bilimsel kazanım. Kim bilir bugün hayal ettiklerimiz, kurguladıklarımız sonraki nesiller için sadece altından kalkılması gereken zor bir uzay görevi olacak.  Antoine de Saint-Exupéry’nin Küçük Prensi yazması kadar güzel olan da 67 P kuyruklu yıldızına Philae’nin indirilmiş olmasıdır. Yine yakın zamanda sistemimizde en az bilgi sahibi olduğumuz ama en çok sevdiğimiz cüce gezegen Plüton’u New Horizons ile ziyaret ettik.

Girişte de belirttiğim gibi halen yer dışında ayak bastığımız tek cisim Ay. Apollo 11 ile başladık, onunla bitirelim. Tek ayak bastığımız yer demiştim evet… Belki de bunun şerefinedir ki o izler sonsuza dek orada olacaklar. Biricik uydumuzda atmosfer olmayışından dolayı rüzgâr gibi hava olayları da söz konusu değildir. Astronotlar, Apollo uzay aracına dönüşlerinin ardından kasklarını çıkardıklarında ıslak kül ve barutu andıran bir koku aldılar. Çünkü Ay yüzeyinde dolaştıklarından botlarının üzerinde Ay tozu kalmıştı.  Ayrıca Ay’da keşfedilen ve sonrasında gezegenimizde de varlığı saptanan bir minerale Armacolite adı verildi. Neil ARMstrong, Buzz ALdrin, Michael COLlins … Evet soy isimlerinin ilk harfleri.
Bilim, soru işaretlerinin peşinden gidildiği sürece böyle güzel hediyelerle, gezegen var oldukça kahramanını hatırlatacak imgelerle insanoğlunu şımartıyor. Fark ettik ki keşfedilecek o kadar geniş bir evren var ki. Keşfedilecek ne çok şey var, gidilecek de bir o kadar yer.



Faydalı linkler


Ay’da bırakılan modülün fotoğrafı. Ay’a gidildi mi? Sorusuna en net yanıt : http://www.nasa.gov/mission_pages/LRO/multimedia/lroimages/apollosites.html

Ay’a inişin son 16 dakikasını aracın kendi kamerasında izleyin: 
https://vimeo.com/34066647

Güzel bir çalışma:                                                                                    http://www.firstmenonthemoon.com/



Kaynak


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Işıklı Takımyıldızı Maketi Yapalım

Türkiye'de Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Okumak

Astronom Olmak İstiyorum!

Gökbilimi Takip Edin